Yerel seçimler üzerine

Cumhur ittifakı ve Millet ittifakı arasındaki seçimler aşağıdan, ezilenleri, emekçileri ve kadınları güçlendirmek yerine yukarıdan, otoriter, erkek egemen, milliyetçi ve çoğunlukla ırkçı siyaseti güçlendirmek için yarışıyor olacak.

 

31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri için aday listeleri bugün teslim edildi. Partilerin yerel seçimlere yönelik taktikleri de netleşti.
Tayyip Erdoğan liderliğinde AKP hükümeti seçimleri ittifaklara dayalı iki siyasal odak üzerine oturtmak için büyük gayret gösterdi.
Batı illerinde Cumhur ittifakı ve Millet ittifakı arasındaki seçimler aşağıdan, ezilenleri, emekçileri ve kadınları güçlendirmek yerine yukarıdan, otoriter, erkek egemen, milliyetçi ve çoğunlukla ırkçı siyaseti güçlendirmek için yarışıyor olacak.
Kürt illerinde ise Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı HDP ile yarışıyor. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Cumhur İttifakı’nın ayrı ayrı aday çıkardığı Iğdır ve Ahlat’ta aday çıkarmayacağını açıklarken “Cumhur İttifakı’nın paydaşları beka konusunda çok samimiyseler Iğdır ile ilgili tedbir almalılar.” diye uyaracak kadar niyetini açık etti.
HDP’nin Cumhur ittifakını geriletmek için Batı illerinde seçimlere girmeme kararı, radikal ve sosyalist solun son on yılda başarıyla inşa ettiği seçim partisini Batı’da boşa çıkarmış oldu. HDP’nin Türkiye’nin batısında 3. siyaset odağını stratejik bir hedef olmaktan çıkarıp taktiksel bir araç haline getirmesi batıda gerçekleşecek seçimlerde ezilenden, emekten, kadından yana ortak adayların nerede ve nasıl belirleneceği sorusunu da tartışmaya açmış oldu.
Bu tartışmanın yerel seçimler sırasında ve sonrasında gündemimizde kalmaya devam edeceği aşikar. Ancak Manisa gibi Millet ittifakı tarafından İyi Parti’ye bırakılan kentlerde yerelin talebi doğrultusunda HDP adayının çıkartılabilmiş olması tarihsel açıdan önemli bir gelişmedir.
HDP’nin Manisa Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları Naci Sönmez ve Hatice Aslan’a başarılar diliyor ve sözü Naci Sönmez’e bırakıyoruz:

“Adaylığım, o bölgedeki demokratik güçlerin, biraz seçeneksiz kaldığını düşünen kesimlerin talepleri doğrultusunda gelişti. Ben de buna olumlu yanıt verdim. Bu seçeneksizlik haline karşı tavır geliştirdikleri için başta HDP İl Örgütüne ve oradaki İYİ Parti ve MHP arasında sıkışmış kesimlere teşekkür ediyorum.

Bu dönemde doğru yerde durmak, doğru yerde tutum almak siyaseten bizim gibi siyasal partiler, yapılar için önemli bir meseledir. Bazen işin şirazesinin kaydığı zamanlar oluyor. Sapla samanın birbirine karıştığı dönemler oluyor ve burada politik tutumlarımız tarihe bir not olarak düşüyor. Bugün Türkiye’de rejimin kendisini yeniden inşa etmeye çalıştığı dönemde esas olarak önünde engel olarak gördüğü kesim, başta Kürt Hareketi ve Türkiye’nin demokrasisini, Kürt meselesini de çözerek halletmek isteyen demokratik güçlere yönelik bir saldırısı var. Bu saldırının karşısında tutum almak, bunun bedelini neyse onu da göze alarak tutum almanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda biz siyaseten bir tutum aldık ve bu tutumu da Manisa’da inşallah Türkiye’nin bütün coğrafyasında yaşayan halklara göstereceğimizi düşünüyorum.
Sonuç olarak oradaki milliyetçi partiye Manisa’yı teslim ettiler. Türkiye’nin gerek sınıf mücadelesi açısından gerekse demokrasi mücadelesi açısından önemli bir deneyimin biriktiği kentlerden biridir Manisa. Bu anlamda ben orada Türkiye’nin biraz aynası tutulacak diye düşünüyorum. Tarihten gelen Fatsa deneyimi ve 1980’ler sonrası Kürt illerinde ve Rojava’da bugün kendini gösteren yerinden yönetim, çoğulculuk, katılımcılık, farklı bir demokrasi anlayışını bir batı ilinde, özellikle Ege bölgesinde göstermenin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bunu gerçekleştirebileceğimize inanıyorum.

Sonuçlarından bağımsız olarak söylüyorum. Şimdiden seçimi kazandığımızı düşünüyorum. Çünkü bu tutumun orada gerçekleşmesi mücadelenin başarı ile sonuçlanacağına işaret ediyor. Biz Manisa’da iyi bir sonuç alacağız diye düşünüyorum. İnsanlar sandıkta bütün baskılara, gerilim siyasetine rağmen bir üçüncü tercihi ortaya koyacaklar. Bu üçüncü tercih için toplumun her kesimine sesleneceğiz. Başta Kürtlere, Türklere yerel halka sesleneceğiz. Ayrımcılığa karşı çıkmalarını isteyeceğiz. Bir arada yaşamı savunacağız. AKP’ye oy veren ve bugün MHP’ye de oy vermeye mecbur eden zihniyetin karşısında o seçmenlere de sesleneceğiz. Türkiye’nin demokrasisinin bir arada yaşamaktan geçtiğini, kentlerimizi birlikte yönetebilirsek ancak bir anlamı olacağını, tek adam rejimi geriletilmeden yerel yönetimlerin çok fazla etkisinin olmayacağına onları ikna etmeye çalışacağız.”