Yunanistan’dan Sosyalist İşçi Partisi’nin (SEK) açıklaması

Yunanistan’daki Antikapitalist Sol Cephe’de (ANTARSYA) yer alan Sosyalist İşçi Partisi’nden (SEK) açıklama: “Syriza Merkez Komite toplantı kararı, Tsipras ve onun memorandum tedbirlerini haklı çıkarmaz”

yunanistan_120815_web

Açıklamanın tamamı şöyleydi:

Syriza Merkez Komitesi, oylamayla, Eylül’de acil bir parti konferansı yapmaya karar verdi. Böylece, Aleksis Çipras’ın “kurumlarla” müzakereleri “aksatmamak” yönündeki teklifini kabul etmiş oldu.

Çipras, Syriza’nın Merkez Komite toplantısında çoğunluğu kazanmış olsa da, bu gelişme onu veya hükümeti haklı çıkarmaz. En önemlisi de bu [kazanım] onların üçüncü memorandum “reformlarının” uygulanmasına doğru giden düşüş sarmalını meşrulaştırmaz.

Avrupa Birliği (AB) – Avrupa Merkez Bankası (AMB) – Uluslararası Para Fonu (IMF) – Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) dörtlüsü şimdiden devreye girdi, Atina’ya yerleşti ve mevcut tehdit ve taleplere eklenmesi için tiksindirici yeni listesindekileri bir bir ortaya koymaya başladı. [Bu dörtlü] Maliye Bakanlığı’na ve Yunanistan Merkez Bankası’na gidip bakanlarla buluşuyor ve gecikmeden, hemen şimdi karşılanmasını istedikleri taleplerini sunuyor: limanların ve havaalanlarının özelleştirilmesi, kamu sektöründe ücretlerin düşürülmesi, emeklilik yaşının 67’ye yükseltilmesi, hastanelerde ve tıbbi bakımda yeni kesintiler yapılması, işten çıkarmaların kolaylaştırılması, toplu sözleşme müzakerelerine karşı çıkılması ve hatta bunların tamamen engellenmesi ve zenginler için daha da fazla vergi indirimleri.

Çipras ve mevcut hükümet, eğer yalnızca Syriza Merkez Komitesi’nde çoğunluk olmalarından dolayı işçi sınıfına ve yoksul kesimlere karşı olan bu gibi uygulamaları yasallaştırmak, uygulamaya sokmak ve yeni memorandumu imzalamak için yeşil ışık yakıldığını düşünüyorlarsa ahmaklık ediyorlar. Bu yeni geri adımların engellenmesine yönelik tepkiler, sonbaharda yapılacak acil parti konferansını beklemedi, şimdiden ortaya çıkmaya başladı.  

Sol Platform, tepkisini yalnızca şu açıklamayla sınırlı tuttu: “…sonbaharda acil parti konferansı çağrısının, yani ülkeyi memoranduma hapsedecek oylama parlamentoda yapıldıktan sonra [yapılacak bir konferans çağrısının] kesinlikle hiçbir anlamı yoktur.” Sol Platform’dan gelen bu yanıt, bu yeni uygulamaları engelleyecek acil ve güçlü bir yanıt ihtiyacını karşılamaya yetmiyor.

Merkez Komite oylamasında yenilgiye uğraması, Sol Platform’un parti içinde kendini nasıl kafeslediğini ve hedefi “parti içinde çoğulculuk yoluyla birlik” olduğu için bir “denge” unsuru olma endişesi taşıdığını gösteriyor. Daha sorunlu olan durum ise, [Sol Platform’un] kendini sadece Çipras’a yönelttiği genel suçlamalarla sınırlandırmak yerine hükümetin yeni beliren cephelerde saldırılarına karşı direnişin örgütlenmesi için politik inisiyatif alıp bir kırılma gücü olmayı reddetmesi.

Sol Platform, her ne kadar devlet politikasından ayrışmış/farklılaşmış olması memnuniyetle karşılansa da, böyle bir politik tutum ile hareketin ilerlemesine yönelik bir perspektif sunamaz. Ağustos’ta bir sıcak hava dalgasının ortasında bile işçiler militanca sokağa çıkıyorlar ve grev yapıyorlar. ANT1’den (medya; Yunanistan’ın büyük TV kanallarından, ç.n.) Selanik belediyesindeki işçilere, müzelerdeki ve Akropolis’teki bekçilerden demiryolu işçilerine ve ΕΛΠΑ (yol yardımı) işçilerine… Emek hareketinin ihtiyacı olan, bu mücadeleleri örgütleyip uyumlu bir kolektif kitle eylemine dönüştürecek bir sol.

Grevlerle ve işgallerle havaalanlarının, limanların ve elektrik kurumu ΔΕΗ’in özelleştirilmesi engellenecek ki ücretlerde ve emekli maaşlarında kesinti olmasın ve bu kesintiler hastaneleri ve okulları tamamen mahvetmesin.

ANTARSYA ve SEK, bu gibi eylemlerde birlik ve ortak mücadele çağrısında bulunuyor, aynı zamanda da antikapitalist alternatifi sunuyor: borçlar iptal edilsin, bankalar ve büyük şirketler kamulaştırılarak işçilerin kontrolüne verilsin, AB’den ve Euro’dan çıkılsın. Böylece ekonominin kontrolü toplumun ve işçilerin kendi ellerine geçmiş olacak.

 

www.marksist.org sitesinden alınmıştır.